16 Eylül 2010 Perşembe

Şampiyonadan Lige…

Hepimiz için müthiş bir anı olacak bu basketbol şampiyonası. Çocuklarımıza, HATTA torunlarımıza kesinlikle GURURLA, kahkahayla ama belki de biraz utanarak anlatacağız tecrübe ettiklerimizi. Apar topar hazırlanan salonlarıyla, çifte zafer temennilerinin yüz kızartıcı motivasyonuyla, insanların kendi kafalarındaki kırmızı tilkileri sahadakilerle aynı yere koyması komedisiyle ve tabiî ki Türk olma gururunu iliklerimize kadar bize hissettiren ve bunun için ne kadar sevgi sözcüğü sıralasak yetersiz olacak 12 “maddi manevi destek bekleyen” DEV ADAM’ ıyla harika bir anı defterini koyduk cebimize. Sonuçta kim ne derse desin (ben de dahil) şu anda dünyanın en iyi 2. Basketbol ülkesiyiz; ve bu onurla 2010-2011 sezonu perdesini Türkiye Kupası maçlarıyla açıyoruz. Bu sezon Türkiye ligi, oyuncuları, antrenörleri ve takım organizasyonu ile belki de son yılların en “değerli” ligi olacak gibi gözükmekte. Takımların milyon dolar civarında iddia gelirleri beklentisi, hemen hemen tüm Avrupa’da liglerin mali konudaki düşüşleri bu sezon ligimize önemli profillere sahip çokça yabancı oyuncu gelmesini sağladı. Bunun yanına bir de 2009-2010 sezonunun kalite düşüklüğünün yarattığı açlık ve dünya 2.liği etiketi eklenince, başından sonuna yüksek beklentilerimizi karşılamaya aday bir lig çıkıyor karşımıza. Efes Pilsen ve Fenerbahçe arasında ve ondan da önce Efes Pilsen ve Ülkerspor arasındaki kör dövüşü bu sene olmayacak gibi görünüyor. Galatasaray ve Banvit bu iki takımın gözlerini açma konusundaki en önemli adaylar. Tabi şu anda bu takımlar içinde en büyük avantajı olan Galatasaray gibi görünmekte. Diğer 3 takım da milli takımlarından oyuncularının ve hatta antrenörlerinin gelmesini bekliyorlar. Türkiye kupası da daha tam hazır olmayan bu 3 takım için hazırlık periyodunun önemli bir parçası olacaktır.


Çok fazla teknik konulara girmeden şu saha çizgilerindeki değişikliklerden de bahsetmek gerek aslında. 3 sayı çizgisinin geriye çekilmesi, boyalı alanın şeklinin değişerek tam dikdörtgen olması (toplam alan aynı kalıyor aslında) ve savunma yayının boyalı alana eklenmesi hem oyuncuların bireysel alışkanlıklarını hem de tüm takımların hücum ve savunma organizasyonlarını etkileyecektir. Bu Dünya Şampiyonası'nda çokça gördüğümüz değişik alan savunmalarının (ki milli takımımız da bunu çok başarılı bir şekilde birçok maçta kullandı) bir silah olarak tekrar gündeme gelmesini sağlayacaktır. Bu çeşitlilik basketbolu kesinlikle daha lezzetli kılacak.

Şimdiden herkese iyi seyirler…

Yazan: "Insider"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder