Futbolda yaşadıklarımıza benzer sıkıntıları basketbolda da yaşıyoruz. Beko Basketbol Ligi medyamızda hemen İspanya ACB Ligi ile karşılaştırılıyor. İtalya, Rusya ve Yunanistan gibi ligleri geride bırakmışız bile. Peki oynanan oyun bu iltifatı hak ediyor mu?
Euroleague temsilcilerimizden Fenerbahçe Ülker istikrarlı yapısı ile ligin 1. Çinko yapan en iddialı takımı konumunda olsa da, Skibbe Galatasaray’ın başında nasıl görünüyorsa, Green’de parıldayan Fenerbahçe Ülker’in sönük ampulü gibi kalıyor. Milli Takım’ın 2010 Tanjevic projesine odaklanıyoruz, gençleri kazanıyoruz derken önceki yıllarda NBA Draft’ı için adı geçen Hakan Demirel 2 dakika süre bulabilirse kendini şanslı sayıyor. Tanjevic 2010’a bizi mi yoksa Preldzic ve Vidmar’la Slovenya’yı mı hazırlıyor anlaşılmıyor.
Efes Pilsen geçen yıl David Blatt ile yeni yapılanmaya girişmişken bu sene yine Efes ekolünden eski hocasıyla geçmiş günlerini arıyor ve ligini saymadığımız Rusya’nın CSKA Moskova’sına antrenman yaptırıyor.
Tecrübeli denen “orta yaşlı” Galatasaray Cafe Crown tüm yabancılarını yeni taşlarla kartına dizmişken, Strickland başka bir torbadan gelmişe benziyor. Eurocup’ta Buducnost 21 yaş ortalamasıyla “dolar” değil “mücadele” değerinin önemini gösteriyor.
Beşiktaş Cola Turka’nın durumuna söyleyecek söz bulamazken Türk Telekom yılların istikrarı ile bizi yalancı çıkarmaya çalışarak 2. Çinko’yu hak ediyor.
Banvit lig tarihinin en değerli taşlarından Tab Baldwin ile yakaladığı karizmayı tekrar kazanmaya çalışırken Bandırma seyircisi de hala göz kamaştırıyor. Tab Baldwin demişken o dönem yardımcılığını yapan Erdem Can, Yeni Zelanda teknik ekibi ile Dünya Kupası’nda boy göstermiş ve Milli Takım’ımızla bu turnuvalara gidenler dışındaki ilk isim olmayı başarmıştı. Daha sonra yine Olympiakos ve Panathinaikos’lu ligini beğenmediğimiz Yunanistan’ın PAOK takımına transfer olunca yeni bir değer kazanıyoruz diye de ümitlenmiştik. Ancak B.B.L.’nin kalibresi ağır basmış olacak ki genç Erdem Can şu anda 2. ligde Genç Telekom’da kariyerine devam ediyor.
Sonuçta takımlarımız “yabancılar torbasından” taş çekmeye devam ederken bir türlü “tombala” diyemiyoruz. Hakan Demirel, Erdem Can ve başka bir çok Türk değerini o çok değerli ligimize katamıyoruz ama yıllardır beklediğimiz 2010 projesinde başarı bekliyoruz. “O” torbaya 3+2 taşların yerine yerli taşları atmadığımız sürece “tombala” demek için daha çoook proje bekleriz, nesilleri ziyan ederiz…
Güçlü Berk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder