16 Ocak 2009 Cuma

Hangisi “Büyük” Takım?

Başkan Yıldırım Demirören “iki büyük yalanı” diyerek Beşiktaş’ın büyük takımlar sınıfından çıkarılmak istendiğini söylemişti basın toplantısında.

Peki sonra ne oldu?

Beşiktaş 34 yaşındaki Yusuf Şimşek’i aldı.

Tuna Üzümcü için kimsenin itirazı olmadı, zaten oynamıyordu.

Asıl itiraz, daha önce Hertha Berlin’den alınan Aydın Karabulut için yapıldı.

Aydın, U18, U19 ve Ümit Milli takımlarında oynamış hatta uluslararası tecrübesi belki Yusuf’tan bile fazla olan gencecik bir yetenek.

Beşiktaş Yusuf’u, Trabzonspor’un ödediği paradan daha yüksek bir bedelle, üzerine de iki oyuncu vererek Bursaspor’dan satın aldı...

Tersten düşünürsek; Bursaspor, 34 yaşına gelmiş oyuncusunu, biri genç, iki oyuncu ve yaklaşık 700.000€ karşılığında satmış oldu.

Şimdi hangi kulüp oradan daha büyük görünüyor?

Bir camianın büyüklüğü elbette bir transfer ile değerlendirilemez. Kulüplerin “büyüklüğü” para pul ya da şampiyonluk sayısıyla ölçülemez.

Beşiktaş tarihiyle bu ülkenin en büyük takımlarından biridir.

Yusuf da bu sene Beşiktaş’a şampiyonluğu getirebilir.

Peki sonra?

Beşiktaş her sene 34 yaşında bir futbolcuyu “geleceğiyle” takas ederek büyük takım olabilir mi?

Biraz önce de söylediğimiz gibi, “büyüklük” şampiyonluk sayısıyla ölçülmüyor.

Bu bir anlayış meselesi...



17 Ocak 1909’da Papazın Çayırı’nda başlayan Galatasaray – Fenerbahçe rekabeti 100. yılını kutluyor(!).

Bir kaç haftadır köşe yazarları çağrıda bulunuyordu iki kulübe...

O “büyük” kulüplerden hiç ses çıkmadı.

Beraber, kendi 100. yıllarından daha görkemli bir kutlama yaparlar demiştik, yanıldık.

Belki birbirleriyle, belki de karma olarak bir İngiliz takımına karşı maç yaparlar diye düşünmüştük, yine yanıldık.

Yarı yarıya da değil beraber otururlar diye hayal kurmuştuk.

Ne gezer...

Bir yemek bile düzenleyemiyorlar.

Biz yarın dostlarımızla toplanıp, eski maçları seyredeceğiz. Beraber yaşadığımız keyifleri hatta öfkeleri hatırlayacağız.

Yani biz futbolun keyfini çıkartacağız, kutlayacağız...Size de tavsiyemiz budur.



Hani “büyük” takım olmak dedik ya...

Sayın Demirören üzülmesin, diğerleri de farklı değil.

Büyük olmanın anlamını bilen yok bu memlekette...



Güçlü Berk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder