17 Şubat 2011 Perşembe

Turgay Demirel'den "DopinGATE" Açıklaması...

Turgay Demirel'in Türkiye Basketbol Federasyonu sayfasında yer alan basın açıklamasını aynen aktarıyoruz;


"Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel, Hacettepe Üniversitesi Doping Kontrol Merkezi’nin Diana Taurasi ve Monique Coker’ın dosyalarını geri çekmesi üzerine TBF Disiplin Kurulu’nun bu oyuncular için daha önce verilmiş olan ‘tedbir’ kararlarının kaldırılması konusu hakkında açıklamalarda bulundu.

Demirel, ülkemizin 2014 FIBA Kadınlar Dünya Basketbol Şampiyonası ev sahipliği adaylığı ile ilgili toplantılara katılmak üzere çıktığı ABD yolculuğu öncesi Atatürk Havalimanı’nda basın mensuplarına yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Şu anda gündemimizde çok önemli bir konu var; bir müddettir kamuoyunu meşgul eden dopingle mücadele konusunda Hacettepe enstitüsünün vermiş olduğu kararlarla ilgili yaşanan gelişmeler… Basketbol Federasyonu Başkanı olarak bu konuda bir takım açıklamalar yapmak istiyorum. Öncelikle haksız yere dopingle suçlanan ve belki de iki yıl süreyle ceza alacak olan 4 sporcunun - iki basketbolcu, iki futbolcunun - böyle bir suçlamadan kurtulmuş olmaları bir spor adamı olarak beni sevindirdi. Çünkü haksız yere çok büyük bir leke alacaklardı ve belki spor hayatları sona erecekti. Bu nedenle böyle bir durumun ortaya çıkmasına bir taraftan sevindiğimi söylemeliyim. Çünkü haksızlıkla ceza almaları hakikaten çok üzücü olacaktı.

Tabii öbür taraftan üzücü bir durum söz konusu; böylesine önemli bir konuda WADA’nın akredite etmiş olduğu kurum çok büyük bir hata yaparak önce numunelerin A örneklerinde doping bulduğunu açıkladı. Daha sonra sporcular B numunelerinin açılmasını istediklerinde orada da bu hatayı bulduğunu, dopingli olduklarını bize yazıyla bildirdi. Fakat aradan bir süre geçtikten ve sporcuların savunmaları geldikten sonra bir hata yaptıklarını ve bu raporları geri çektiklerini ifade eden bir yazıyı bize bu hafta başı yolladılar. Dolayısıyla böylesine ciddi bir konuda akredite olmuş bir kurumun bu kadar büyük bir hata yapması ülkemiz adına gerçekten çok üzücü. Bu nedenle hem Türkiye, hem Türk sporu, hem de Türk basketbolu oldukça olumsuz bir durumla karşı karşıya kaldı ve bunun önümüzdeki süreçte hakikaten çok ağır bedelleri olabilir. Sporcular, sporcuların vatandaşı oldukları ülkelerin federasyonları, kulüpleri ve hatta bizim tarafımızdan bu kuruma açılacak tazminat davaları söz konusu olabilir. Bütün bunların hepsi gerçekten hiç olmaması gereken konulardı.

Ancak biz Türkiye Basketbol Federasyonu olarak doping konusunda her zaman tüm WADA ve FIBA kurallarına uygun olarak hareket ettik. Bu kurallara uygun olarak örneklerin alınması, yine bu kurallara uygun olarak örneklerin akredite kuruluşlar tarafından denetlenmesi ve onların açıkladığı sonuçların kamuoyuna ve kulüplerimize aktarılması konusunda hiç eksiksiz ve her zaman sporcudan yana bir tavır aldık. Hatta bu son süreçte Fenerbahçe’nin diğer bir bayan basketbolcusunun numunesinin Hacettepe dışında, akredite edilmiş başka bir kurumda test edilmesi konusundaki talebine Basketbol Federasyonu tamamen sporcuya olan pozitif yaklaşımı çerçevesinde sıcak baktı ve bu numunelerin Köln’e yollanmasını sağladı. Bu nedenle de kamuoyunda gerek o kurumun temsilcileri gerekse bazı spor yazarları tarafından eleştirildik. Ama ne kadar doğru yaptığımız ortaya çıktı. Bir anlamda Hacettepe enstitüsünü bir tane daha benzer hatadan kurtarmış olduk.

Ben bu gelinen süreçte tabii ki Avrupa şampiyonluğunu hedefleyen Fenerbahçe’nin, dünyanın en iyi bayan basketbolcularından biriyle ilgili yaşadığı bu süreci çok büyük bir talihsizlik olarak değerlendiriyorum. Gerçekten kulübün bu anlamda çok büyük bir kaybı oldu. Her ne kadar Avrupa kupasında şu ana kadar bir maç kaybetmemiş olsalar da tabii ki Diana Taurasi çok önemli ve değerli bir oyuncu. Biz de Basketbol Federasyonu olarak yönetmelikler çerçevesinde Diana Taurasi’nin dopingli çıktığı bize bildirildiği andan itibaren kulübe yaptığımız yazışmaları bir anlamda askıya almış oluyoruz; o günkü lisans durumu ve kulübün oyuncuları oynatmasıyla ilgili pozisyona geri döneceğimizi, kurul olarak konuyu aramızda tartışıp bir karar alacağımızı düşünüyorum. Ama bu tabii ki sadece Fenerbahçe kulübü için değil, Ceyhan kulübünün durumu için de söz konusu. Bununla ilgili de onların yerine getirdikleri oyuncular konusunda alınmış, federasyona gelmiş bir takım paralar vardır. Bunlar da tabii ki geri iade edilecektir. Fakat bütün bu yaşananlar gerçekten çok talihsiz bir süreç oldu. Dediğim gibi sporcular adına çok sevindik, haksız yere ceza almalarının önüne geçilmiş oldu.

4 tane sporcu şu ana kadar bu işten maddi - manevi çok büyük zarar gördüler. Maddi zararlar önemli değil ama manevi zarar tabii ki çok daha büyük. Öbür taraftan kulüpler, Türkiye ve Türk basketbolu zarar gördü. Şimdi ABD’de mutlaka bana bu konuyla ilgili çok fazla soru sorulacak ve Diana Taurasi’nin durumunu açıklamamız istenecek. Bir kurumun yaptığı hataların bedeli maalesef çok ağır oldu. Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı olarak bir şey daha söylemeliyim; dopingle mücadele kurulumuzun, sağlık kurulumuzun başkanı Sayın Turgay Atasü bu konuda tamamen WADA kurallarına uygun hareket etti. Biz burada WADA tarafından akredite edilmiş bir kurumun verdiği kararları kamuoyuna ve kulüplere aktarıyoruz. Buna göre hareket ediyoruz. Biliyorsunuz epeyce bir süre geçmiş olmasına rağmen ceza da açıklanmamıştı, savunmalar bekleniyordu. Orada da sporcuya ve sporcunun hukuksal temsilcilerine gereken bütün yasal süreler fazlasıyla tanındı. Bu anlamda biz federasyon olarak sporculara yakın davranarak doğru bir şey yaptığımızı bir kez daha görmüş olduk. Ama maalesef önümüzdeki süreçte Hacettepe enstitüsünün dopingle mücadele konusunda atması gereken önemli ve ciddi adımlar var. Bu konuda maalesef çok büyük bir zafiyet gösterildi.”

Hacettepe Üniversitesi Doping Kontrol Merkezi’nin Türkiye’de WADA tarafından akredite edilmiş tek kurum olduğunu hatırlatan Turgay Demirel, “Zaten bizim de Türkiye Basketbol Federasyonu olarak WADA’nın akredite ettiği bir kurumu tartışma ya da değerlendirme şansımız yok. Türkiye’de şu anda senede yaklaşık 3 bin 500 doping testi yapılıyordu. Bunun büyük bir çoğunluğu, kapalı olmadığı zamanlar, Hacettepe’de yapılıyordu. Biz bu sene sadece Penny Taylor’ın, Fenerbahçe’nin Avustralyalı oyuncusunun, testlerini “Bu kuruma güvenmiyorum ve testimin başka bir yerde yapılmasını istiyorum” şeklindeki beyanı üzerine Köln’e gönderdik ki onlar da negatif çıkmıştı” dedi.

Açıklamalarına, “Bu saatten sonra Hacettepe Üniversitesi’nin lisansının geçerli kalabileceğini düşünmüyorum. Herhalde WADA’dan bu konuda bir tedbir gelecektir. Ama biz bundan sonraki faaliyetler için ya Lizbon’da, ya Köln’de ya da belki Atina’da bulunan kurumları kullanmak durumunda kalacağız” sözleriyle devam eden Turgay Demirel, bir soru üzerine Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ile de görüştüğünü belirterek, “Evet, Aziz Bey’le dün Litvanya’dan görüştük.. Çünkü biz bu konuyu duyar duymaz kulübün ve oyuncunun mağdur olmasını engellemek için hemen disiplin kurulu kararını açıkladık. Disiplin kurulu da gelen rapor doğrultusunda oyuncu üzerindeki tedbiri kaldırdı. Yani Hacettepe enstitüsü kendi verdiği dopingli raporunu geri çekince ortada ceza vermeye gerek hiçbir durum kalmadığı için biz de süratle kulüp ve oyuncu mağdur olmasın diye bunu açıkladık. Şu ana kadar Futbal Federasyonu bunu yapmış değil . Ne Gençlerbirliği ne de Karssporlu futbolcu için… Esasında sporcuların ve kulüplerin mağdur olmamaları için bu konuda çabuk hareket edilmesi gerekiyor bize göre. Bu anlamda Aziz Bey ile de dün konuştum ve gelen yazı doğrultusunda bu kararı aldığımızı kendisine söyledim” şeklinde konuştu.

Turgay Demirel, “Böyle bir dünya yıldızı tekrar Türkiye’ye gelir mi ve bundan sonra gelecek yıldızları nasıl etkileyecek” şeklindeki soruyu da, “Zaten açıkçası bu olay olur olmaz olumsuz bir şekilde etkiledi. Böyle bir hadise olması nedeniyle, sporcunun da, “Ben bugüne kadar böyle bir şeye hiç tenezzül etmedim, kullanmadım” diye ısrarla beyanları tabii dünyanın diğer sporcularında da bir tereddüt yarattı. Ama dünyanın her tarafında önemli doping kontrolü yapılıyor. Bu anlamda belki tek konu WADA’nın akredite kurumunun doping kontrolünü düzgün yapması. Biz de zaten Penny Taylor konusunda sporcunun hassasiyetini göz önüne alarak Federasyon olarak çok doğru bir karar vererek Köln’e yollamıştık. Bazı kişiler tarafından eleştirilmemize rağmen…” diye yanıtladı.

Taurasi’nin yeniden Türkiye’ye dönmesini ümit ettiğini dile getiren Demirel, Aziz Yıldırım’ın, “Bizi Avrupa şampiyonluğundan ettiler” açıklaması hakkında ise, “Fenerbahçe şu ana kadar Avrupa’da maç kaybetmedi. Dolayısıyla o iddiasını kaybetmiş durumda değil. Ama tabii ki Taurasi çok değerli bir sporcu. Final maçlarında olmazsa ve Fenerbahçe de final maçlarını kaybederse – ki ben Diana olmasa bile finale kadar geleceğini tahmin ediyorum - bunun nedeni Diana’nın olmaması olarak değerlendirilebilir. Ama belki şu anda Diana Taurasi ikna edilebilir ve yine Fenerbahçe’nin şampiyonluğu için mücadele edebilir. Böyle olmasını diliyorum” diye konuştu."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder