A Grubu
Ürdün 69 – 112 Sırbistan
Sırbistan Ürdün karşısında rahat bir galibiyet elde etti. Cezası biten Teodosic maçı 7 sayı 7 asist ve 2 ribaundla bitirdi. Sırbistanda tüm oyuncular on dakikanın üzerinde süre alırken Savanovic ve Keselj 21’er, Perovic ise 20 sayıyla maçı tamamladı.
Avusturalya 78 – 43 Almanya
Avusturalya’da Almanya karşısında beklemediği kadar rahat bir galibiyet aldı. Almanya için 7/32 iki sayılık atış yüzdesi ile maçı başa baş oynamak zaten çok zordu. Avusturalya ise farkı açarken 12/26 üçlük isatbetininde büyük faydasını gördü. Aleks Maric geçen maç suskun kaldıktan sonra 15 sayıyla geri döndü. Hem tribünlerde hem ekran başında zevkli bir mücadele bekleyen basketbolseverler için tam bir hüsran maçı oldu.
Angola 70 – 91 Arjantin
Scola’nın 32 sayı 8 ribaundla yıdızlaştığı maçta Arjantin, grupta farklı galibiyetlerin alındığı günde liderliğe iyice ısındı. 2 Eylül’de oynanacak Sırbistan maçı grubu lider tamamlayacak takımı belirleyecek gibi görünüyor.
B Grubu
Slovenya 91 – 84 Hırvatistan
A Grubu ne kadar monoton geçtiyse B Grubu bir o kadar heyecanlıydı bugün. Günün ilk maçında Hırvatistan ilk yarıyı 5 sayı farkla önde bitirdi. 3. Çeyrek ile birlikte ev sahibi (!) Slovenya seyircisinin de desteğiyle karşılaşmaya ağırlığını koymaya başladı. Gerçekten burada kalabalık Slovenya seyircisi tebriği hakediyor. Genelde sessiz sakin geçen grup maçlarına renk katıyorlar. Hırvat seyirciler de her zamanki gibi damalı görüntüleriyle tribündeydiler ancak gerçekten deplasmana gelmiş gibi bir hava vardı salonda. Hırvatlar turnuvaya başladıkları uyku modundan henüz tam olarak kurtulamamışlar. Slovenya’da Vidmar performansıyla herkesi şaşırtmaya devam ediyor. Belki 9 sayıda kaldı ama mücadelesi izlenmeye değerdi. Yıldızlar bildiğimiz gibiydi Slovenya’da ama Vidmar’ın yanında Zupan’dan da bahsetmemek olmaz. Bu ikilinin katkısı ibreyi Slovenya’ya çevirdi dün. Zupan’da 8 sayı ve 4 ribaund ile oynadı ama neredeyse tamamı çok kritikti.
Tunus 58 – 71 İran
Grubun en zayıf iki takımının mücadelesini İran Haddadi’nin 23 sayı 13 ribaundluk performansıyla kazandı ve grupta ilk galibiyetini (belki de son) almış oldu.
A.B.D. 70 – 68 Brezilya
Grup safhasının belki de en çok merak edilen maçıydı ve bu beklentileri de boşa çıkarmadı. Avrupa’nın yumuşak basketbolundan ümidi kesenler “çözüm belki Brezilya’dır” diyerek umutlanmıştı. A.B.D.’de bu durumdan etkilenmiş olacak ki oyun düzenlerinin aksine beş oyuncu 30 dakika ve üzerinde sure aldı. Özellikle Kevin Durant maç boyunca sadece 36 saniye kenarda kaldı. Her ne kadar Amerikalı’lar bile “ikinci sınıf takımımız” diye adlandırsalar da bu takım mücadelesiyle alkışı hakediyor. Brezilya maç boyunca agresif bir oyunla rakibin oyununu bozmak için uğraştı ve bunda da başarılı oldu. Amerika’ya 22 top kaybı yaptırırken kendileri de 20 top kaybı ile oynayınca hesap tutmadı diyebiliriz. Bu kadar tempolu bir maçta skorun düşük kalmasının nedeni, maç boyunca iki tarafın da uyguladığı baskı sebebiyle ortaya çıkan yorgunluk diye düşünüyorum. İki takım da her çeyrekte bir öncekinden daha az sayı bulabildi. Son çeyrek skoru da sadece 9 – 9 ‘du. Herşeye rağmen son hücumda Huertas içerden oynamak yerine bir 3 sayı organizasyonu düşünseydi maç farklı bitebilirdi. Çünkü hem faul problemleri hem de yorgunluk sebebiyle uzatmada Brezilya’nın şansı o 3 sayı riskinden daha azdı. Gerçi Barbosa’nın 3/13 üç sayı yüzdesi onu korkutmuş olabilir. Tekrar A.B.D.’ye dönecek olursak savunma dirençleri ile maçı kazandılar ama fizik olarak kendilerine yakın bir takım karşısında hücumda ne kadar bocaladıklarını gördük. Bu durum diğer takımların da iştahını kabartmıştır mutlaka ama Amerikalılar sonuna kadar mücadele edeceklerini ve “ikinci sınıf” bir takım olmadıklarını gösterdiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder